Aort anevrizması içinde bozulan kan akışı sonucunda kan pıhtıları oluşabilir. Bu kan pıhtıları oluştuğu yerden ayrılır ve vücudun diğer bölgelerine giderse, inme, böbrek yetmezliği veya kalp krizi gibi organ hasarlarına neden olabilir.
Ancak yıkım devam eder. Bazı durumlarda da liflerin daha imal aşamasında kırıklar ortaya çıkar. Aort duvarı içindeki kan basıncının etkisiyle, aort duvarı zayıf bulduğu yerlerden incelerek genişlemeye başlar.
Aynı zamanda hazırlanan bu çay sırasında süzülerek elde edilen posa içine oğul otu karıştırılarak içine biraz da limon suyu eklenerek yoğurulur. Macun kıvamı elde edince minik haplar haline getirilir ve her gün alınır.
Elastikiyetini kaybeden bölgelerde kalbin belirli basınçla pompaladığı kan yavaş yavaş damarın zayıflayan bölgesinde kesecikler oluşturur ve genişlemeye başlar.
Aort anevrizma taraması bilgisayarlı tomografi ile yapılabilir. Ülkemizde tansiyon ve damar sertliği probleminin yaygın olması nedeniyle, bu hasta grubunda en az bir kere aort anevrizma taramasının yapılması hayat kurtarıcı olabilir.
Aort anevrizması olan hastaların birçoğunda şikayet görülmemektedir. Bunun yanında anevrizma genel olarak başka ve ilgisiz bir durum için yapılan rutin sağlık taramaları esnasında çekilen bir röntgen filmi ile keşfedilir.
Herhangi bir sağlık sorunu olmayan ve ailesinde de kalp hastalığı bulunmayan kişilerin de; kadınların forty five, erkeklerin ise forty yaşından itibaren kalp ve damar sistemine yönelik periyodik muayene ve tetkiklerden geçmesi koruyucu sağlık açısından yerinde olacaktır.
Aort anevrizma gelişimi uygun ilaç tedavileri ve takip ile durdurulabilir ancak kendiliğinden aort damarının genişlemesinin düzelmesi mümkün değildir.
Özellikle ileri evreye gelinceye kadar hastada belirgin şikayetlerin olmaması bununla birlikte gecikmenin de hayati risk oluşturduğu aort anevrizması konusunda farkındalığın artması önem taşımaktadır.
Trafik kazası gibi şiddetli bir travma sonucu meydana gelebilecek künt göğüs veya karın travması aort duvarına zarar verebilir. Bunun sonucunda da bozulmuş damar yapısı aort anevrizmasına neden olabilir.
Genel olarak yaşı ilerlemiş kişilerde rastlanılan bu rahatsızlık kadınlarda meydana gelebilse de erkeklerde karşılaşılma oranı daha yüksek olmaktadır. Aile geçmişlerinde damar kalp ve damar rahatsızlıkları olanlar, daha önce damarlarıyla ilgili bir sorun veya ameliyat yaşayanlar, tansiyon, kolesterol ve diyabet gibi rahatsızlıkları olanlar, düzensiz bir yaşam süren ve sağlıklı beslenmeyenler, alkol ve sigara kullananlar bu rahatsızlık konusunda her zaman danger altında bulunabilmektedir.
Günümüzde, anevrizma hastalarının neredeyse yüzde 90’ında kapalı teknikler kullanılarak anevrizma onarımı yapılabilmektedir. Kapalı teknikler, kasıktaki atardamardan girilerek genişlemiş aort bölgesine içeriden stent yerleştirme veya kaburga aralığından yaklaşık 4 cm’lik bir kesi yaparak anevrizma aort anevrizması olan bölgenin uygun bir yapay damar ile değiştirilmesi şeklinde uygulanabilir.
VüSlash mekanizmasında oldukça önemli bir göreve sahip olan aort damarının zaman içinde farklı nedenlerin etkisiyle genişlemesi hasta sağlığı konusunda risk oluşturan tehlikeli bir rahatsızlıktır.
Torasik aort anevrizmasının bu karmaşık anatomisinden dolayı, teşhis için tomografi ve emar daha çok kullanılır. Ultrason bazı durumlarda, anevrizma hakkında ayrıntılı bilgi verme konusunda yetersiz kalabilmektedir.